Bir Soluk Arası
Pek sevgili blogum, seni ihmal ediyorum elimde olmayan sebeplerden dolayı. Yazma hasretiyle bir tatil geçiriyorum. Bilgisayarım rutin bir sinir krizinde heba oldu. Açılmıyor. İçinde sakladığım yazılarım ve şiirlerim vardı muhtemelen onlar da gitti. Üzüntüm sessiz. Ramazan ayına girdik ama ben hiç lafını etmemişim burada. Dini konularda konuşmayı, ahkam kesmeyi, Allah Allah deyip de bir çok kurala uymamayı doğru bulmuyorum. Bu yüzden de yazmayı tercih etmiyorum. Ama Pınar'ımın oruçları anlatılmaya değer. Küçüğüm ben diye icatlar çıkarıyor kendine ve oruç tutarken bir şeyler yeyip "küçüğüm ben bana günah olmaz" diye çikolatayı mideye götürmüş geçen gün. :) Sorularımla epey bir beyin fırtınası yaşatmadım değil tabi sonrasında. Bu soru meselesi tehlikeli iş. Kendi içimde pek kurcalamayı düşünmüyorum ama ne olur bana cemaat klişeleriyle gelmeyin vebal kabul etmem sonrasında. Mürit kazanacağım diye müşrik kazanmanız olası. Bir parantez açmakta yarar var. Cemaatle ilgili