Kayıtlar

Temmuz, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Soluk Arası

 Pek sevgili blogum, seni ihmal ediyorum elimde olmayan sebeplerden dolayı.  Yazma hasretiyle bir tatil geçiriyorum. Bilgisayarım rutin bir sinir krizinde heba oldu. Açılmıyor. İçinde sakladığım yazılarım ve şiirlerim vardı muhtemelen onlar da gitti. Üzüntüm sessiz.  Ramazan ayına girdik ama ben hiç lafını etmemişim burada. Dini konularda konuşmayı, ahkam kesmeyi, Allah Allah deyip de bir çok kurala uymamayı doğru bulmuyorum. Bu yüzden de yazmayı tercih etmiyorum. Ama Pınar'ımın oruçları anlatılmaya değer. Küçüğüm ben diye icatlar çıkarıyor kendine ve oruç tutarken bir şeyler yeyip "küçüğüm ben bana günah olmaz" diye çikolatayı mideye götürmüş geçen gün. :) Sorularımla epey bir beyin fırtınası yaşatmadım değil tabi sonrasında. Bu soru meselesi tehlikeli iş. Kendi içimde pek kurcalamayı düşünmüyorum ama ne olur bana cemaat klişeleriyle gelmeyin vebal kabul etmem sonrasında. Mürit kazanacağım diye müşrik kazanmanız olası. Bir parantez açmakta yarar var. Cemaatle ilgili

Bir Denek'in Günlüğünden

 Malumunuz artık nete fazla giremiyorum. Çok fazla krizim gelirse bilgisayarımı da alıp dayımlara geliyorum, bildirimlerime, maillerime bakıp yazı ekleyip çıkıyorum. Netsiz yaşam sıkıcı geçiyor. Öyle ki asosyal gelmeye başladı bana yazışmanın olmadığı bir dünya. Sürekli düşünülmeden ortaya atılan sözcükler arasında hissediyorum kendimi. Neyse.  Evde durduğum pek olmuyor. Arkadaşlarım geldiğimden beri bir türlü bırakmıyorlar beni sağ olsunlar. Bir akşam da babamla Üsküdar sahile indik. Kız kulesinin karşısına kuruldum yine. Muazzam bir huzur. Sonra bir  adım önüme iki küçük kız çocuğu olan bir aile geldi. Kızlardan büyüğüyle bayağı göz temasları kurduk. Ama küçüğün cilvesi fazla uzun olunca babam da kalkalım artık deyince kavuşamadan ayrıldık.  Eve geldiğimde birkaç soru çözerken uyuyakalmışım. Farkında olmadan yorulmuşum bayağı.   Lise arkadaşlarımla günler öncesinden anlaştık, salı günü denize gidelim diye. Salı geldi biz de denize gittik. Havada güneş yoktu pek. Hatta

İstanbul gözlem güncesincesinden..

                                                                                                                       11.07.2012  Aşırı sıcaklar ve üzerine de nem eklenince bu güzelim şehir hiç çekilmez oluyor. Olumsuzlukları bir bir artıyor ne yazık ki. Nişandı arkadaşlarla özlem gidermeydi yazmayı özlediğimi fark ettim. Evde netin olmayışı da iyiden iyiye beni zora koymaya başladı. Annemin isteği üzerine liseler için olan KPSS’ye başvurdum. Gittim konu anlatımlı soru çözümü ve içinde test de bulunan ve tüm bunların yanında çıkmış sorular da olan tam donanımlı iki adet kitap aldım.                          Halsiz düşüyorum zaten bu havalar münasebetiyle. Eski günleri yâd ederim bir yandan da soru çözerim diye düşünüyorum.  Hangi gün olduğunu şuan kestiremiyorum, kardeşimle Beykoz’a gittik. Aynur ablamın resmini çizmiştim yıl içerisinde. Onları kardeşine teslim ettim, ablama iletmesi üzerine. Sahil kenarında oturduk bir şeyler yedik içtik. İkimizde konuşkan olmayınca iş P

Dönem Sonu

                                                                         Meçhul tarihten. Bir yorgunluk kahvesi eşliğinde yazımı yazmayı isterdim fakat midemdeki asit oranları buna izin vermiyor. Kahve dokunuyor maalesef. Emoculara benzetilen mavi ojelerim eşliğinde yazayım ben de.  Yurdumdan kurtulmanın bedelini tek başına taşınarak öğrendim. İki yılda ne çok birikmişim var diye baktım. Atamadıklarımın canına okudum. Hepsi Uşak çöplüğünü boyladı. Atmayı seviyorum sıkıntılardan kurtulmuş gibi geliyor. Bir de yaşanmışlıkları atabilsem diyorum ve onlar da attıklarımla çöplükte anılmaya başlayacaklar diyorum. Bazı atılması gerekenlere elimi bile sürmedim. Oralarda perişan olsunlar diye.  Güzelim evime taşındım taşınmasına da ne belim kaldı ne başka bir şey. Tam ortasında ateş açılmış gibi bir yangınla uyudum bütün gece. Sonrasında dinlemeden İzmir’e. Çok güzel koskoca bir gün geçirdim İzmir’de. Aile dostlarımız beni çok şahane ağırladılar. Akşamına da İstanbul otobüsüne bindim