Kayıtlar

Temmuz, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gerçek Neydi?

 Nasıl bir gündü böyle! Geceden uyuyamamıştım sabah 1 saatlik bir şekerleme ile geçirdim tüm günü.  Fatma/nuruma gittim kahvaltıya lise hayatımın anlamına. Önce bir dolu sitem etti neden blogumda ondan hiç bahsetmemişim. Assolistler en son çıkar bu yüzden sona sakladım onu. Yemeğimizi yedik ve biraz oturduktan sonra Beykoz'a Didem'e gitme kararı aldık (şu durumda assolist Didem olmakta:)). Beykoz benim İstanbul'da en sevdiğim yerdir. Yaşanılası yer.  Nasıl başlasam bilemedim şu olaya. Otobüse gömleği lekeli bir genç bindi ağzının etrafında da kanlar vardı ve elinde bir poşet mendil. 20'li yaşlardaydı genç. Anlamaya çalışıyordum üzerindeki lekeleri ama bana arkasını dönük olduğundan göremedim pek ve birden yığıldı yere. Kendini kasmaya başladı. Ağzından kan gelmeye başladı ve kendini sıkıyordu. Sara nöbeti diye düşündü herkes. Şöfor Bey otobüsü durdurdu ve hemen müdahele etti. Normal nöbetlerden kısa sürmüştü bu yani daha önce başkalarında tanık olduklarımdan. Ve böyle
Nereden başlasam diye düşünürken piknik sonrasına ilişiyor gözlerim. Şiir yazdığım sitelerden birinde biri ile tanıştım. Fikir alışverişinde bulunduk. Daha doğrusu alan taraf ben oldum daha çok. Mümkün olduğunca çok geliştirmeliyim kendimi. İslamiyet öncesi kavimlerin hükmünü merak ettirdi bana "Sofie'nin Dünyası". Sorumlu tutulmayacaklarını öğrendim. Ve daha bir çok ayrıntı. Buradan teşekkürlerimi iletiyorum kendilerine sorularımın saçmalığına rağmen beni aydınlattığı için.   Daha sonraki günlerde annemin iş yerini ziyarete gittim. Annemin iş arkadaşlarından Deniz ablam balayı tatilinden dönmüştü. Kendileriyle atışmayı çok severim bu arada. İlla bir şeylere karşı olacağım ya o da illa tezimi çürütecek ya. Yine bir süre atıştık. Kim haklı bana ne ben öğrendiğime alın terimle kazandığım tecrübeme bakarım. Deniz ablamı da yanaklarından öper buradan gecikmiş tebriklerimi iletirim. Eşine de selam ederim...
Bir bakış kadar uzağının arefeside Uyutmayan sen düşüncesi. Ey yar Yar'endi, yare düşlerinde B'izler inşa ediyordu geleceğe. B'akamayan  gözler Bır'akmayan yaşlar şahit Sevgi yekta. Hamide Özdemir
Resim
 Hala duyamıyorum ve hala dengem şaşık.  Bu gün pazar ya evde erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamam meselesi gözden geçirildi. Adı üstünde pazar. İnanın binada bir tek bizim evden sesler geliyor sabah saat 8:00de. Sayın ev idare amiri Ayşe Hanım sağ olsun Kendimi bildim bileli üşenirim kahvaltı hazırlamaya. Zaten yiyemem de sabahları pek bir şey. Bunun üzerine de uzun bir vaaz verir Ayşe Hanım sağlıksız beslenmeden girip hastalıklardan çıkar. Geçirmediğim hastalık kalmadı sayelerinde. Neyse hükmüm kesin razıyım.. Tembellikse bu tamam. Ben kabul ettikten sonra neden her hafta aynı beklenti olur ve aynı konu gündeme getirilir anlamıyorum. Daha sonra pazar klasiğimiz olan temizlik faslına geçtik. Temizlikten sorumlu devlet bakanımız Ayşe Hanımın buna da diyecekleri oldu. Fakat beni de kendileri yetiştirdiğinden boynuz kulağı geçermiş misali ben söylendim kendilerine (hem suçlu hem güçlü de diyebilirsiniz daha önce de dediğim gibi düşünmek be/dava). Birazcık internetin başına oturdum. Gelen

Geleceğime Aradan Bakarken...

Atasım var geçmişimi camdan aşağı Ömür boyu minnetkarlığımı ekesim Vicdanı rahat kötülerden olasım var Rüyalar, sevinçler, gülüşler yazasım var.

Düşünmek Be/dava

 Önceki yazımda da bahsettiğim gibi birkaç gündür boğaz ağrısıyla uyanıyordum. Bu durum beni rahatsız etse de doktora gitmemekte ısrarlıydım. Yeterince vaktimi almıştı çünkü hastahaneler. Çocukluğumu almıştı benden. Hem... ayrıca güzel rüyalarda görüyordum sayesinde.  Eski iş yerimi ziyarete gittim. Çalıştığım günleri anımsadım. Bir diş hekiminin yanında asistanlık yapmıştım yaz tatillerimde, kışınsa part-time çalışmıştım orada. İş hayatı tecrübem oluşmuştu. Daha sonrasında arkadaşım Çağla'ya oturmaya gittim ve akşam eve döndüm.Biraz internette takıldıktan sonra kitap okumaya karar verdim. "Sofie'nin Dünyası" adını sıkça duyduğum ve yeni okuma fırsatı bulduğum kitabı okumak için biraz daha beklemem gerekiyordu anlaşılan. Kulağımda müthiş bir ağrı. İşten geç gelen yorgun babamla birlikte hastahaneye gittik gece saat 01:00 sularında. Sıra bekledik (ki bu sıralar ömür törpüsüdür yavaş yavaş tüketir sabrınızı birde hasta iken katlanılmaz). Çeşitli yerlerden insanlar geliy

anlatılmak istenenin kötü ifade edilişi

 Güzel bir rüya görüyordum sabah. Bu rüyayı hiç unutmamak düşüncesiyle uyandım rüyamdan. Gün içinde ara ara ne gördüğümü hatırlamaya çalıştım. Bir kaçında başarılı oldum ama daha sonra zorlamadım, rüyaydı işte.  Güzel bir İstanbul günüydü bu günde. Nemden dolayı aşırı sıcak olsa da ben pek şikayetçi olamadım bu durumdan. İyi rüya görmeme sebep olan boğaz ve baş ağrılarımdan dolayı biraz kırıklığım vardı. Akşama karşıda -bana göre Avrupa yakası oluyor- düğünümüz vardı. Annemin dayısının oğlu evleniyordu. Kendilerini tebrik ederken beni tanımadığına emin olmama ramak var:). Daha önce görüp görmediği konusunda da şüphelerim var :).  Sahilde restaurantta yapılan yemekli bir  düğündü. Etrafımdaki herkes her şey hakkında yorum yapıyordu. Ne kadar yetenekli tanışlara sahiptim böyle..!  Vakit ilerledikçe rüzgar şiddetini daha da arttırıyordu. Önceden olsa bir kot altına da rahat bir ayakkabı giyip gidiyordum. Şimdi ne değişti bilmiyorum. O rahatsız ayakkabılarla ve kör olasıca herkesin beni

( )

Özgürlüğüme konmuş bir baykuş Düşüncelerime çizilen sınırlar Sınırları küçülten arayıştaki haz Usların geleneğindeki çatışma Çatışmadaki bataklık …
Resim
Evimdeyim sonunda. O bitmez dediğim sınavlar bitti de ben hemen giderim dediğim evime gelemedim bir türlü. Gerek annemin gerekse babamın aileleri az biraz geniş. Bir haftada 3 düğün olacak kadar az. Bu sebeple Uşaktan eve kadar olan seyehatim oldukça dolambaçlı oldu. Şahane odamı, yatağımı, dolabımı, katımı bırakıp 3.kata inmek bir hayli zoruma gitsede biricik aşcımız Faden ablamında dediği gibi “yapcek bişe yok”. Avuntularımdan biri de yeni oda arkadaşımın yarı memleketlim olup iyi biri olduğudur. Eşyalarımın bir kısmını dolaba bir kısmını bavula yerleştirdim.   İstikamet Samsuna. Gezemedim pek memleketimde. Ama eski kararlarımı yineledim bolca. Kuzenlerimin çocukları pek yardımcı oldular bu konuda bana eksik olmasınlar. Meleğim(kardeşim)den sonra çocuğum olmayacaktı benim böyle bir karar almışlığım var. Zaten evlenmeyeceğimden böyle bir durum tıbben mümkün değil diyecektim ki gavur icadıyla artık bu mümkün.(Gavura gavur demeyiniz. J ) Samsun'dan sonra annemin köyüne Fatsa'ya