Gerçek Neydi?
Nasıl bir gündü böyle! Geceden uyuyamamıştım sabah 1 saatlik bir şekerleme ile geçirdim tüm günü. Fatma/nuruma gittim kahvaltıya lise hayatımın anlamına. Önce bir dolu sitem etti neden blogumda ondan hiç bahsetmemişim. Assolistler en son çıkar bu yüzden sona sakladım onu. Yemeğimizi yedik ve biraz oturduktan sonra Beykoz'a Didem'e gitme kararı aldık (şu durumda assolist Didem olmakta:)). Beykoz benim İstanbul'da en sevdiğim yerdir. Yaşanılası yer. Nasıl başlasam bilemedim şu olaya. Otobüse gömleği lekeli bir genç bindi ağzının etrafında da kanlar vardı ve elinde bir poşet mendil. 20'li yaşlardaydı genç. Anlamaya çalışıyordum üzerindeki lekeleri ama bana arkasını dönük olduğundan göremedim pek ve birden yığıldı yere. Kendini kasmaya başladı. Ağzından kan gelmeye başladı ve kendini sıkıyordu. Sara nöbeti diye düşündü herkes. Şöfor Bey otobüsü durdurdu ve hemen müdahele etti. Normal nöbetlerden kısa sürmüştü bu yani daha önce başkalarında tanık olduklarımdan. Ve böyle