Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Reklam

 Bu gün konudan konuya atlayıp biraz kafa karıştırabilirim. Bu durumdan siz okurları haberdar etmekte yarar görüyorum.     Sonbahar yeni geldi bu şehre ve gitti hemen. Adam akıllı hüzünlenemedim bile. Tekrardan muhasebesini yapamadım vazgeçtiklerimin. Sağda solda anlatıp da kurtulmayıda denemedim. Güçlü biri olduğumu sanarak kendime en güzel yıpratma yöntemini uyguladığımın farkındayım ya. Neyse, ziyanı yok.    Sunum...  Hatırladıkça mideme ağrıların girmesine engel olamıyorum. Daha önce tecrübem olmadı değil bu konuda. Fakat hepsinde aynı son. Unutulan bilgi ve baş dönmesiyle toparlanamayan konu. Öyle ki daha bir hafta olmasına rağmen heyecanımın boyutu abartıyı bile aşmış durumda. Bu süre zarfında her gün okuldan geldiğimde "Tûba ben okulu bırakıyorum" sözlerinin beni nasıl rahatlattığını anlatamam.   Bu gün derste Sayın Yardımcı Doçent bir soru sordu ve ilk derste anlattığını söyledi. O derste bulunmuştum fakat sorusunun cevabını hatırlayamadım. Benim gibi 80 kişi de hatı

Gülüyorum Şu

Resim
 İmdi efendim malum ingilizce olmazsa olmaz. Hele bir de iibf mezunu olacaksanız dil öğrenmek size farz kılınmıştır. Bizde Tûba'yla birlikte Uşak'ta bunun için kursa gitmeye karar aldık uzun zaman önce. Bu gün gidelim yarın gidelim derkene o gün dünmüş meğer.  Birlikte merkeze gittik ve tavsiye edilen kurslardan birine girdik bilgi almak için. Yönetimde duran kız daha yetkin birini çağırdı bilgi vermesi için. Gelen bayan genç, sarı saçlı, hoş bir bayandı. Öğretmenmiş kendileri. Bizi kurs hakkında bilgilendirdi sağ olsun. Sonra isimlerimizi not aldı. Fakat bende bir gülme en gizlenemeyeninden. Tûba anladı beni. Fakat kadıncağız anlayamadı tabi siz okuyanlar gibi. Sevgili oda arkadaşımın adını yanlış yazdı. Nasıl yazar! Orada yumuşak g "ğ" gördükçe bana o kursu bedava verse de güleceğim. Konsantrasyonum sıfır. Artık çıkalım dercesine bakıyorum bizim kızın gözlerine ama nafile gözlerindeki o ışığı gördükçe durum iyice kötüleşiyor. Sonunda çıktık. Çok ayıp olduğunun far

Ses Kapanı

Kadere kırptığın gözünde morarmış bir damla. Yalancı doğrular onlar, kanma! Kır bilincin zincirlerini, korkma! Aynada kırılandı ışığın tarifi renklerin varlığı şaibedeyken gözün görmediği karanlıkta bir mum yak, durma hadi! Bir kıvılcım tutuşturabilir yaşama küsmüş ateşi acıların kahkahası hazzı küçümsüyor mu ne? düşenin düşüne mi mühürlendi düşünce? üstüne molozlar dökülüp Nil’in yatağını kim değiştirdi dün gece? en derin uykularımda kimdi çeken yorganımı benim sessizce? ruhum nerede, ey madde! Bedenden bir boy büyük daima fotoğraflara yansımayan yanım. Alışamadı gitti akşamın sessizliğinde böyle kaybolmalarıma benim… İşte! Tam şu nota varlığımın merkezi diyorum ona. Üzerine basılan diyez kadar narin ve derin S/es ver sessizlik! Az ötende bir yerdeyim. Doğru yalanlar bunlar, kanma. Ey akıl, kır zincirlerini sen bana bakma!             Ortak bir çalışmanın ürünüdür. Aynı zamanda blogumun tasarımı için kendilerine buradan teşekkür ediyorum.

Yasak

Resim
 Kendime ettiğim itiraflardan sonra bir haftalığına internete girmeme kararı aldım. Bağımlılığım damarlarıma kadar işlemiş durumda ne yazık ki. Nabzım beni fazla sınamaya başladı bu sıra. Daha önce de yaşadığım bir durum olduğundan önüne geçmeyi başarabiliyorum neyse ki. Bu durum geçecek en yakın zamanda. Buradaki kadar neşeli olmayabilir aşamalar. Ama sonuç daha sağlıklı olacak. Hoşçakalın. :)