Film Analizim
Kapalı, karanlık, yağmurlu bir İstanbul gününe uyandık bu gün. Böyle havalarda iş başı yapmak epey zor oluyor. İnsanın yatmak, yorgana daha da gömülmek dışında pek bi şey yapası gelmiyor. Salgından mı, dikkatsizliğimden mi, kötü enerjiden mi bilmem 2 haftayı geçkindir fena hastayım. Bir hafta boyunca sesim çıkmadı. Kısıldı, kalınlaştı, farklı tonları denedi, yeni yeni kendini buluyor. Bağışıklığım neden bu kadar düşük bilmiyorum, anlam veremiyorum, 3 adet zonklayan uçuğumla kapattım bu serüveni. Şimdi sakince yaralarımı tedavi ediyorum. Güzel bir film izledim hafta sonu. Daha önce Deccal, Karanlıkta Dans, Nymphomaniac filmlerini izleyip beğendiğim yönetmen Lars Von Trier'in son filmi Jack'in Yaptığı Ev. Hepsi ayrı güzellikteydi benim için ya. Hepsini çok seviyorum. Bu filmde bir seri katil üzerinden bir çok şey anlatmış. Felsefi boyutta doyurucu diyaloglara sahipti. Hastalığım yüzünden pek odaklanamadım ne yazık ki. Sonra sonra kafamda oturmaya başladı bazı sahneler. İzl