Sevgi Zehirlenmesi


 Umut var etmeye çalışırken ve aslında ben çoğu zaman kendimi melankoliye yatkınlıkla suçlarken haklılığımı görüyorum.

 Kapana sıkıştırılmış fikirlerimizle, gerçeğin içinde binbir gerçekle, korna sesleriyle, uçak, helikopter ve daha nicesiyle güneş görmeyen küçücük bir apartman dairesinde -evimizde- sıkışıp korkuyla endişeyle kalakaldım. Hayat her manasıyla umutsuzluk vadediyor bana. Sizleri bilemiyorum. Bilmek istemediğimden değil gerçeği göremeyişimden.

 Bu iki haftadır ağladığım kaderim ülkemle paralel ilerliyor ve paralel olan hiçbir yörünge bana fayda sağlamıyor. Sosyalist sevgilerim yüceltmiyor, yermiyor öylece duruyor. Durmaya devam ediyor. Ya da eline yüzüne bulaştırıyor. İletişmiyor, beceremiyor ve beceremeyecek.

 Korkuyorum ben.

 Geleceğimizden, halkımızdan ve en çok sevgiden korkuyorum.

 Sevmeyi bilmeyen bir toplumda dünyaya gelmiş, bu şekilde eğitilmiş, hastalıklı bir şekilde yaşantımızı devam ettirdiğimiz bir hayat sürüyoruz. Buna inanıyorum ben. Aksini hangimiz iddia edebiliyoruz? 80 darbesinin travmasıyla hayata devam eden bireylerin evlatlarıyız. Hepimiz kanserliyiz.

 Bilhassa sen bizi yüreği darbeli bir halkın şerrinden koru ya rabbi!

 Selamlarımla.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Hay Aksi" Eseri Üzerine

Mesai Arası 3

Pamuk Şekeri