Haftasonu Çıkartması




Ölemiyorsak gezelim bari...

 Birçok zaman iyi geliyor. Yeni yerler, yeni yüzler, sokaklar..

 Ki sokaklar aslında en çok akşam güzel.

 Gece oturduğum günlerimi özlüyorum. Sabahlara kadar bütün geceyi izlediğim, dinlediğim, tadına vardığım.

 Özlediğim gece mi, yalnızlığım mı, kendim mi yoksa?

 Böyle bir yola gidiyorum şimdi.

 Neyse.. Kuzenimin arkadaşı İstanbul'a geldi diye gezmeyi meşru hale getirmekten öylesine hoşnut oldum ki anlatamam. Kafama esti diye dışarı çıktım günlerinden okulla birlikte mezun olmuşum meğer. Evde olmadığım her anın mantıklı bir gerekçesi olması gerekiyor. Yazarken bile gülüyorum buna. Ufaktan sıyırıyorum sanırım.

 Benim çizdiğim rota onlara çok cazip gelmedi. Zaten ben de fikir sunmuştum. Kuzenimin planına göre hareket ettik iyi de oldu. İzole bir çocukluk geçirdiğimden hala gitmediğim bir çok yer var İstanbul'da. Bir de gidebilmek için gerekçeler sunmam gerekiyor. Vallahi bunalıyorum.

 Kadiköy'e gidip bende nostalji etkisi uyandıran tramvaya bindik. Barış Manço Müzesini ziyaret ettik. Pek bir güzel, pek bir şirindi. Bana kötü ama çok kötü bir adamı anımsattığından -ki bu sadece benzerliğinden kaynaklı- çok da incelemeden çıktım oradan. Kadıköy'de oturmayı hep istemişimdir. Moda sokaklarına hiç girmeden istedimse bunu şimdi arzum ikiye katlandı.

 Hava buz gibi. Ama martıların ve İstanbul'un görüntüsüne karşı koyamayıp dışarıya çıktık. Donarak Eminönü'ne geçtik. Kapalı çarşıda insanların arasında birbirimizi kaybetmemeye çalıştık. Oradan Gülhane'ne Sultanahmet filan... İlk defa orta okulda geziyle gelmiştim. Saat beş gibi oradaydık. Müzelere giremedik. O biraz kötü oldu ama dert mi?

 Buradan Ortaköy'e geçip kumpir yedikten sonra Beşiktaş, vapurla Üsküdar oradan da son olarak eve geçtik. Cumartesi gününü yaşamak olarak tanımlıyorum.

 Pazar günü Tuba'yla buluştuk. Bayağı olmuştu görüşmeyeli. Muhabbet edip sahafa gittik. Orada kendine eski tahtadan bir valiz aldı. Eski eşya kutusu yapacakmış. Evdekilerin bununla karşılaşması geldikçe aklıma hala yüzümde bir gülümseye engel olamıyorum.

 Az düşünmeli bol gezmeli bir haftasonuydu. Umuyorum ki evden ve biraz şehirden uzakta bir haftasonum daha olur. Ruhum dinlenir, ağlar, yenilenir, temizlenir...

Yüreğinize kuşlar konsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Hay Aksi" Eseri Üzerine

Mesai Arası 3

Pamuk Şekeri