Aceleden Bir Yazı Yine:(


 Gece uyumayı sevmeyen ben için bu sahur meselesi cevher niteliğinde. Saat on buçuğa geldiğinde annem hadi yat demeye başladığından en fazla bir, bir buçuk saat oyalayabiliyordum onu. Ama sahur nedeniyle kalktığında önünde yemeği hazırlanmış çayı bardağında bulmak işine geliyor ve bu yüzden bir iki mırın kırın etse de sahura kadar oturabiliyorum.

 Program takip ediyorum ben de. Geçen gün bir tanesini anlatmıştım zaten. Şimdi başka bir kanalda Aykırı Sorular adlı programın tekrarı veriliyor onu izliyorum bir kaç gündür. Çılgınlar gibi televizyon izliyorum desem yeri yani. Bir kaç tane de dizi kanalı var, onlar da uğrak mekanlarım oluyor. Haberleri de takip ediyorum. Dün gece Samsun'la ilgili haberler gördüm. Memleketimi sular basmış belediye başkanı çıkmış bu kadar can kaybının üzerine biz izin vermiyoruz zorla alıyor eğer vermezsek bizi seçmiyor vatandaş. Derdi seçim bu garibimin!

 Zaten iki gündür bir sinirlerdeyim. Barınma beslenme gibi temel ihtiyaçlarımı sağlamayan devlet niye devlet. Basit yaklaşımdan da soru sorulabilir. Az önce kuzenim rahatsızlandı devlet hastanesine gitti iki tane danışmamsı masaların üstünde yabancı terimler. Ben üniversite öğrencisi olarak daha ne anlama geldiğini bilmiyorum. Zaten devlet hastanesine giden sınıfın hali dolaylı olaraktan bakacak olursak tek veya ırksal bir dil olur. Orada beni yönlendirecek olan tabelada yabancı terimin ne işi var, bu ne demek diye acilde soramıyorum. Acil adı üstünde insanlar oraya gittiklerinde moral ve anlayış kapasiteleri duygularıyla aşırı hassasiyete bağlanmış durumda. Acilde acillik vakalar yaratılması kaçınılmaz. Anlayabileceğim bir dilden yazsana oraya. Muhtemelen tıbbi terim. "Doktorlar"da da duymadım ben hiç ama!?

 Daha yazacağım çok konu var ama maalesef imkanım yok. Dell teknik servis de bu arada kızgınlığımdan nasibini alsın. Beş bilemedin on dakikalık işi günlere yaydılar. Arıyorum servisi önce bir takım testlerden geçiriliyorum yok türkçe için biri yok diz üstüyse bilmem kaçı. Bütün bunların ardından o telefon açılmıyor (!) ve baştan tekrarlıyorum bütün bunları. İnat ettim bir gün kapanış saatine kadar uğraştım. Açılmadı o telefon. Sonra üretici firmada çalışan zavallı görevliler aldı benden nasiplerini. Kalp kırdım sanırım. Bir de sesini yükselten ben iken beyefendi sabrımın son demlerindeyim, sakin olmaya çalışıyorum lütfen bana sesinizi yükseltmeyin deyişim var. Uff vicdanım fena halde sızladı sonrasında. Çileden çıkmışım. Sonunda o telefon açıldı. Karşımdaki beyefendi güzel yardımcı oldu sağ olsun ama bilgisayarım iyileşemedi. Almaya gelecekler bakalım ne zaman! Şu an için dell servisi gözümde eksilerde okuyan varsa eğer bu yazıyı da müşteri kaybetsinler müstahak onlara!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Hay Aksi" Eseri Üzerine

Mesai Arası 3

Pamuk Şekeri