Süreli Hırsızlık

 Çoğu üniversite kapandı bir bizimki kapanamadı gitti.

 Yazın ortasında bitecek. Final haftası münasebetiyle yazıp yazıp siliyorum. Sınavlar malum beni pek bir etkiliyor. Yoruldum da direnmiyorum hiçbir şeye.

 Dün akşam babam geldi yanıma. Biraz babamın biraz annemin kızıyım ben. İş yerinde çok bunaldığı için 5 gün izne çıkarmışlar. Ben de bunaldım beni de okuldan mezun etsinler. :) Babam da fethiye'de olan bir arkadaşını ziyarete gitmiş. Oradan yanıma geldi. Konuştuk, Uşakta merkeze götürdüm onu gezdik, yemek yedik, çay içtik derken vakit geçti. Pek doyamadık birbirimize. Biraz genç gösterdiğinden tuhaf tuhaf bakışlara maruz kaldık ara ara. Ben de bir gururla girdim ki koluna değmeyin keyfime. Adam yazık sıkıntı kederden bir deri bir kemik kalmış. İstanbul'da yaşamak zor. Her ne ise efendim.

 Meşhur "kettle"ımdan bahsedeyim. Böyle yazması da acayip canımı sıktı. Ketıl diyorum izninizle.
Şimdiii...
Yurdumuzda her katta birer adet ketıl bulunmakta. Bizim katımızda da mevcut. İçi çok fazla kireç olduğundan bir süre önce ben şahsıma ait bir ketıl aldım dışarıdan. Ne ise uzatmayayım alış hikayemi. :)

 Mutfağa bıraktım kızlar da kullansın diyerekten. Sonra benim ketılın da içi kireçlenince bir güzel temizledim. Pırıl pırıl oldu yavrucak. Derse gittim sonraki gündü heralde. Akşam 6'da geldim mutfakta kızlarla yemek yerken bir arkadaş çay yapayım dedi. Bu arkadaşın da çay sevdası meşhurdur. Sağ olsun hiç çaysız bırakmaz bizi. Bir baktık ki ketıl yok, uçmuş gitmiş.Tertemiz görününce tabi içi gitmiş, dayanamamış, ç/almış. Daha bir saat önce su ısıtmıştım deyince biricik ketılımın bir saat içinde sırra kadem bastığını tespit ettik. O saatlerde kattan bir arkadaş da pılısını pırtısını toplayıp KPSS (sınavı diyerek fena anlatım bozukluğuna düşüyordüm az kaldı. :) evi kurmuşlar oraya gitti. Tesadüflere inanmayan 5 vakit namazında mümin kardeşimizdir kendileri. Sorduk telefondan "sen mi aldın o telaşla" diye "yok" dedi. Ben ihtimallere kulaklarımı tıkayıp, tüm yurdun mutfaklarını tek tek dolanıp çalışanları haberdar edip evham yapmadan ufak çaplı araştırdım. Kalabalık mekandır, olur böyle durumlar diye düşünüp giden ketıl olsun dedim. Günler sonra ki bu günler elin parmaklarını geçmez biz ketılı unuttuk umudumuzu kestik derken bu arkadaş yurda uğramış beş dakikalığına. Arkadaşın gelmesiyle ketıl da geldi bak sen ki tesadüfe. Bu kadar üzerine oturan durum da ben hala küçücük ihtimaller üzerinde ya değilselerdeyim.

 Geldiğinde yine bizim mutfakta konsey toplanmıştı. Bayağı üstüne gidildi fakat sanki hiç haberi yokmuşcasına gösterdiği eylemler bana zor dakikalar yaşattı. Hayretlerim şaştı diye yorum getiriyordum. Belki ihtiyacı olduğu için almıştır gibi bir şey söyleyecek oldu ki tam hukuka yeni bir kavram kazandırarak "olur mu öyle şey canım süreli hırsızlık" diye bir şey çıktı ağzımdan. O an anladım ki çalışıyorum ben, öğreniyorum bir şeyler. :))

 Gözleri dolarak ayrıldı mutfaktan. Kimsenin dediği bir şey de yok. Olay üzerine getirilen yorumlardan, hak, hukuk, iman üzerine konuşulunca ağır geldi.

Yorumlar

  1. sonucta gerı getırmıs belkı ama
    sormadan alınan sey hırsızlıktır
    bu gercegı degıstırmez kı hıc bısey

    keske sorsaydı alsaydı

    YanıtlaSil
  2. Ayyy...
    Öykü gelmişşş..
    Hoş gelmişşş...
    Çok mu ekolu oldu sanki. :)

    Evet ben de zaten kızlar konuşurken söyledim. Alan kimse gelip bana söylesin ben yine bir şey demem. Ve kimseye de söylemem yeter ki gelip söylesin.

    Helalleşelim. Ne kaldı ki şunun şurası bir kaç hafta sonra gideceğiz.

    O şahısta hiç sesini çıkarmayıp rol yapmaya devam etti. İnanamadım ben ki. Gülüp durdum sinirden.

    YanıtlaSil
  3. yahu ben bi mail adresi değiştirdim...
    teker teker izlemeye almak gerekiyomuş yeniden değiştirdiğime değiştireceğime pişman oldum.

    ben de hamide yazmıyo diyorum.

    kettıl hakkında bişi demyeyeim.
    bi hata yapmış güzellik biz de kalsın diyelim :))

    YanıtlaSil
  4. Kat olarak konsey toplandık karar aldık gittim ben odasına itiraf etsin diye. Etmedi. Ben baş edemeyince bir çok arkadaş gittik. Yok yine etmedi, yetmezmiş gibi biz ona zulüm eden o da melake bir kulmuş gibi gördü kendini. Söylediği yalanlara kendi inanıyor ki vay haline.

    Neyse ben en azından yüzüne karşı söylediğim için rahatım. Arkasından konuştum, yazdım diye buralara uykularım kaçıyordu. Gerisi vicdanına kalmış arkadaşın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pamuk Şekeri

"Hay Aksi" Eseri Üzerine

Ferah Uyusun Ruhun...