Pamuk şekeri, helvası tadında yazı hiç yazmamak.. İşte o ben oluyorum efendim. Hiç, bir oturmaya yazı yazamam ben. İki satır üç satır neyse yazar terk ederim ki o acıyla olgunlaşsın. Bak ya tanımlarkene bile bir caniliğim var ortada. Yazım sırlarımı da beyan ettim. Görülür bir çaba, yazacağım işte. Ne diyordum ben. Pamuk şekeri, evett.. Üsküdar sahilde annem, kuzenlerim, yengem falan ilerliyoruz. Bir amca arabasının arkasında pamuk şekeri üretip satıyor. Market, bakkal gibi yerlerdekilerden daha büyüktü. Fiyatı da onlara oranla büyüktü. Şimdi bunu nasıl görmem, yazmadan nasıl geçerim. Ne ise aldık pamuk şekerleri ilerliyoruz. O zamanlar pınar daha yok. Özgürlüğün doruklarındayım tabi. Sonra bu gün yurttan arkadaşlarla Uşak'ta çarşamba pazarına gittik. Hiç pamuk şeker satan göremedim. Kendime bir tane elbise aldım. 7,5 TL'ye. Elbiseyi aldığım amca Diyarbakır'lıymış, bir de Trabzonsporu tutuyormuş. Kısa bir sohbet ettik ben de sanki çok biliyormuş gibi maç muhabb
Hastaneler; paranın dünyevi iktidarı, yediden yetmişe muhtaçlıkla dolu, sevinçin maddiyatla kursaklara dizildiği mekan ve ölümün en somut hali.. Yaşlanmak yaşla olcak işse ben baştan pes ederim bu işe. Yaşanmışlıkla olacaksa eğer 91 doğumlu bir neneyim . İnat güzel şeydir tadılmamışları tatma fırsatı verir sana. Gençleştiriverir 91lik neneyi söz konusu dünyevilikle inatlaşmaysa. Kökleşmiş alışkanlıklara bile sırtını döner galibiyet hırsıyla. Farkındalık basar birden tüm bedeni. Bütün duyulardan uzaklaşmak ister. Hayatı yeniden anlamlandırmak istercesine… Değişimin sunduğu tecrübeye zamanı eklersek yaşlanırız. Rakamların katı değişmezliği yaşlandırır mı? Tecrübeye yaşantıya bağlı. Olgunluk dediğimiz teorik yaşın gerektirdiği biçimde hatta birazıcık üstünde gösterilen davranışsa çocuk ruhlu olgunlarla karşılaşmak çokta zor değil. Hatta hep çocuk kalmak istediklerini söyleyerek kendi kefesine taş koyarlar. Ruhun olgunlaşması ise bir avuç kuruntudan ibarettir. Dillendirmekse bezg
O güzel, yeşil gözlerine her zaman hasret duyacağım. Yatanın hem sen hem de değil oluşu... Kanı çekilmiş sapsarı yüzünün güzelliğini hiçbir yazıyla izah edemeyeceğim için biraz buruk hissediyorum. Ama senin beni anladığını hep biliyordum. Gözyaşları ve ağıtlar içinde seni ufak parçalarla yaşayabildim ve özlemini duyacağım bir cesedinin olacağını söyleselerdi buna katiyen inanamazdım. Umursamaz tavırların ve yüreğinin güzelliğinin yaşantın boyunca kıymetini bildiğim için en ufak pişmanlığım yok. Belki biraz daha iletişim kurabilirdik seninle. Zorla çektiğimiz fotoğrafa bakıp kapatıyorum sık sık. Yaşama sevincinin, gençliğinin, hayatının böyle feci sonlanması beni ve herkesi kahreden. Yakışıklılar ölemezdi. Ölemezdi evet ama benim ille de bir ders çıkarmam gerekiyorsa bu, sağlıksız edindiğim dini kuralları toplum baskısıyla uygulamak ve uygulatmak olmamalıydı. Sen araştıran, vicdanlı bir çocuktun ve eminim böyle olmasını da istemezdin. Senden sonra bunları görmek beni
Yorumlar
Yorum Gönder