Komünizm Propagandam

 Başımın belası sunumlarımdan sonunda kurtuldum. Sorunsuz atlatabildim bu süreci neyse ki. Yargıların kurbanı komünizmi anlatabilmek için ilk cümlem "komünizm öcü değildir arkadaşlar sokakta sorulduğunda korkmayın" oldu. Söylemeden edemeyeceğim. Bu cümleyi İstanbul'da bir toplumun içinde söylesem daha farklı ve tatminkar tepkiler alırdım. Sadece hocamız gülümsedi. :)
 Konuyu anlatmaya bir tablo ile başladım. Bu tabloda TKP'nin genel başkanı, kurucusu, hangi tarihte kurulduğu, öncülü gibi bilgiler yer alıyordu. 2001 yılında kurulduğunu söylerken daha önce de bir kaç defa kurulup kapatıldı fakat en son 2001 yılında kuruldu diye de bir not düştüm. Bir arkadaşın söylentisini hoca ciddiye aldı ve söz hakkı verdi. "Mustafa Suphi 2001'de yaşıyormuş mu ki?" dedi. Ben de sözünü bitirir bitirmez başta da dediğim gibi birkaç kez kuruluyor bu parti ilk kurucusu Mustafa Suphi'dir dedim. Ve ardından gülümsedim. Bence bu gülümseme biraz tehditvariydi. Zaten konumu anlatırken bir kaç defa gözlerinin içine baka baka anlattım. Konumu bitirdim ve sıramı arkadaşıma verdim. Arkadaşım da bitirince konuyla ilgili olarak en son çıkıp Nazım Hikmet'in parti bünyesinde faaliyetleri olduğundan bahsedip Salkımsöğüt şiirini seslendirmemi isteyip istemediklerini sordum ve istek üzerine okudum. Kabul ediyorum biraz şov yaptım. :) 
 Daha sonra sınıf arkadaşına neden öyle davrandın diyerek vicdanım beni rahatsız etti ve gördüğüm ilk fırsatta -o da bu gün oluyor sunum salı günüydü- bana kırılmamışsındır umarım dedim. Aldığım cevap beni şaşkınlığa uğrattı açıkçası. "Ne kırılacağım ben seni ezerim" dedi. Aman Allahım! Bu ne laubaliliktir! Ne büyük kabalık! Bunun karşısında sadece güldüm ve gözlemledim. Ve dayanamayıp oturduğum sıramda önüme döndüm. Atılan yargılara dayanamayıp tekrar dönerek "komünizm nedir"? dedim. Tanımının dışında her şeyi söyledi. Her şeyden kastım da "Ben sana şimdi uzun uzun anlatamam." cümlesinin eş anlamlıları.Ve devamında göz boyamaya çalışan kurtarıcı sandığı cümleler.
 "Ben aslında yanımda yirmi tane soru getirmiştim sana sormak için de sormadım.
 -Neden? 
 -Hoca sordurmazdı.
 -"Keşke sorsaydın çok iyi olurdu. Ben oraya çıkıp komünizmi destekleyin demiyorum sadece ne olduğundan bahsediyorum." deyip bitirdim konuyu. 
Anlaşılan becerememiştim komünizmi anlatmayı. Ne derste ne de o an. Üzüldüm tabi. Ben de çıkıp kendileri gibi parti propagandası yapmalıydım sanırım diye düşünmekten kendimi geri alamadım. Böyle düşüncelere dalmışken omzuma bir kalem dokundu sandım ve önemsemedim. Daha sonrasında yine kaba bir dille karşımda bana yukarıdan bakar şekilde gördüm çocuğu. "Sen şiir mi yazıyorsun" dedi. "Evet" dedim ama bir an önce muhabbetimi kesme isteğiyle. 
 -"Nerede yazıyorsun?" dedi
 Ama o nasıl bir küçük görmektir sorarken. Ben de "bir çok sitede" dedim. Ve baktım akıllanmayacak. Bakışlarımı da hak etmiş daha fazlası müstahaktı. 
 -Şiirin günün şiiri mi ne seçilmiş.
 Yine tavrımı değiştirmeden "evet" dedim ve devam ettim. "sen de mi yazıyorsun?" 
 -Hayır sadece okuyorum. Güzeldi ama şiirin.
 -Teşekkür ederim o sitede üç şiirim var zaten üçü de günün şiiri seçildi. Sen sadece birini mi okudun. Nereden buldun beni?
Cevap kaçamak ve kem kümden ibaret. 
 -"Güzel ama şiirin" dedi en son. Ben de teşekkür ederim deyip döndüm önüme ve mahcup etmenin tadına vardım. :)


 Sevgili arkadaşım komünizm dinsiz demek değildir. 
 Komünizm, ortak yaşam düşüncesini savunur. Öyle uzun uzadıya bir tanımı da yok bakın çok basit. 
 Hocamızın soru sordurmadığına hiç rastlamadım. Aksine söylentiye bile söz hakkı vermişti.
 Birde büyüklenme derim ben, eğer blogumu da şiirlerim gibi bulursan. Nasıl bulduğuna dair bilgi verseydin ulaştırırdım ben de sana. Tüh.
 Malum kişinin adını vermek istemiyorum. Bu yüzden adı o çocuk.
 Sanırım baştaki gülümsemem içine dert oldu arkadaşımın.
 Ezerim de ne demek yahu. :)

Yorumlar

  1. sen şahaneydin hamdisoum :))

    Sunum esnasında ben onu yeterince ezdim bakışlarımla merak etme, hele de sen şiiri okurkenki gururlu halimi görmeliydin, ezmek ne demek anlardın.. ;))

    YanıtlaSil
  2. :)) Ama bunu hep yapıyorsun bana. Yine çok güldürdün beni.
    Zaten o gözler bir baktı mı eyvah eyvah.
    Acıdım çocuğa vallahi. Zaten kendi içinde ezilmişliği yetti ona. Bir de her türlü psikolojik (tamamen bakışlar üzerine kurulu) baskıya maruz kaldı. :)))

    YanıtlaSil
  3. Tanrım..!

    Hamdisoum yazmışım.. :))

    Hamidosum, bilemicem bakışlarımın etkisini ama arkadaş dakikalar ilerledikçe renk değiştirmeye başladı, kırmızıyla başladı mora doğru hafiften.. :) Pek bir hararetli izledi seni, ama ne çare argüman sıkıntısı çekiyordu.. ;)

    Zaten hoca'ya da takığım biliyosun.. Topal Osman diyemedim yine.. Yine.. Onun da acısı vardı..
    :D

    YanıtlaSil
  4. ya şu kelime doğrulamayı kaldır yaşama sevincimi yitirdim haa..!!

    YanıtlaSil
  5. :)) Sen iste yeter ki kaldırırım tabi.:))

    Bugün konuşurken aynı durum oldu fakat ne yalan diyim korktum bir ara üstüme doğru arka sıradan atlayacak diye.
    Nasıl içerlediyse artık. :))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pamuk Şekeri

"Hay Aksi" Eseri Üzerine

Ferah Uyusun Ruhun...