Evimdeyim sonunda. O bitmez dediğim sınavlar bitti de ben hemen giderim dediğim evime gelemedim bir türlü. Gerek annemin gerekse babamın aileleri az biraz geniş. Bir haftada 3 düğün olacak kadar az. Bu sebeple Uşaktan eve kadar olan seyehatim oldukça dolambaçlı oldu.
Şahane odamı, yatağımı, dolabımı, katımı bırakıp 3.kata inmek bir hayli zoruma gitsede biricik aşcımız Faden ablamında dediği gibi “yapcek bişe yok”. Avuntularımdan biri de yeni oda arkadaşımın yarı memleketlim olup iyi biri olduğudur. Eşyalarımın bir kısmını dolaba bir kısmını bavula yerleştirdim.
 İstikamet Samsuna. Gezemedim pek memleketimde. Ama eski kararlarımı yineledim bolca. Kuzenlerimin çocukları pek yardımcı oldular bu konuda bana eksik olmasınlar. Meleğim(kardeşim)den sonra çocuğum olmayacaktı benim böyle bir karar almışlığım var. Zaten evlenmeyeceğimden böyle bir durum tıbben mümkün değil diyecektim ki gavur icadıyla artık bu mümkün.(Gavura gavur demeyiniz.J)
Samsun'dan sonra annemin köyüne Fatsa'ya geçtik. İçimden Uşaklılar gelinde bir memleket görün diye geçirdim. Şimdi orası da memleket ona lafım yok ama bunu izah etmenin bir yolunu bulacağım ilerleyen zamanlarda. Şimdilik üstü kapalı geçiyorum bu kısmı. Yeşilliğiyle deniziyle havasıyla bolca hasret giderdim. Öyle ki canımı sıkacak hiçbir şeye izin vermedim ve çok iyi değerlendirdim iki günümü bol bol fotoğraflarla da belgeledim.
 Buradaki kına gecesinden bir kesiti anlatmadan edemeyeceğim. Şimdi biz erkek tarafı olduğumuzdan bir minibüsle kız evine gideceğiz. Köyün çoğunlukla hanım efendileri doldurdu arabayı. Bu kadar hanım bir araya gelir de ne olur? Gürültünün içinde kulak kabarttığım bir ses bir uçtan öbür uca otlar salmış kendini dedi öbür uçtan ona karşılık -konuyla hala bir ilgi kuramıyorum- diğer ses inek küsmüş gitmiş dedi. Sonra diğerinin torunu ahıra girdiğinde babaanne burası böö kokuyor demiş. JKonu gerçekten bu ama olaya şive katınca anlayana daha anlaşılır olabiliyor. Fakat yinede nafile bu kadar bağlantıları zayıf bir iletişim geçmişimde hatırlamıyorum bunun üzerine de hatırlamam sanıyorum.
                                     
Fatsa'nın köylü pazarından...
                                                                   Fatsa sahil.
                                                                                                    Adına bu yörede hambar denilen yapı tamamiyle tahtadan yapılmıştır ve çeşitli mamüllerin saklanmasında kullanılır. Sütunları yuvarlaktır kemirgen hayvanların çıkmasını engeller ve ürünler uzun süre muhafaza edilir.



                                 

Fatsa'nın Saraytepe Köyünden görüntüler..


Bursa'dan...
 Ve Fatsa'dan son olarak Bursa’ya geçtim. O kadar çok sıkıldım ki kısacası hiçbir şey yapmadım Bursa’da. Anlatıp da tekrar canımı sıkmak bile istemiyorum. Eve gideceğimiz saati iple çekip bilek gücümle hakettim. Yüreğimin sabrını koydum ortaya ne diyorsunuz. Yanımda yapılan dedikodularıma bile göz yumdum ki had bildirmekten en zevk aldığım kısımdır. 

Yorumlar

  1. Gayet eğlenceli geçmişe benziyor hamidecim.. Özelikle de fotoğraflar oldukça iç açıcı ben aylarca kalsam doyamazdım valla :)))

    10 güne kadar da ben gidiyorum memlekete inşallah.. :)

    YanıtlaSil
  2. 3 gün kalınca gerçekten çok eğlenceli fakat 4. günde bizim köyde iş başlar. O zaman eğlence yerini işkenceye bırakır. :)

    Sen seviyorsun köyü bana yetti açıkçası ben de istanbul aşığıyım bir ömür yaşasam doyamam :)))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Hay Aksi" Eseri Üzerine

Mesai Arası 3

Pamuk Şekeri